14 Mayıs 2014 Çarşamba

Soma

Zihnime onlarca şey akın ediyor. Bir şeyler söylemek, yazmak çabalarım sonuçsuz kalıyor. Acıdan zihnim bulanıyor, göremiyorum. 

Bu yazı yazılırken ölü sayısı 232 olarak açıklanmıştı. Her ne kadar aksini istesek de bugünün akşamına kalmadan bu sayının artacağını biliyoruz. Çaresiziz.

Bu ülkenin acı defterine yeni sayfalar eklendi bugün. Uzunca sayfalar, bitmek bilmeyen sayfalar... 

Ölüm anlaşılabilir ve hatta ölüme alışılabilir. Lakin ölümün böylesine alışmaya çalışmak neresinden bakarsanız bakın vicdansızlıktır,aptallıktır, ahmaklıktır.

Yok yere ölüm, çok kere ölümdür. Geride kalan anne de ölür. Baba ölür, evlat ölür. Bir aile, bir şehir, bir ülke ölür! 

Eğer ölüm, göz göre göre  geliyorsa, umursanmadan yapılan yapılan ihmallerin, bitip tükenmek bilmeyen para hırsının sonucuysa; eğer ki ölüm, yüzlerce işçiyi, daha 15 yaşındaki çocuğu bir maden ocağında buluyorsa, o ölüme alışılmaz, o ölüm kanıksanmaz! O ölüme küfretmek caizdir!

Yazacak çok şey var ama dediğim gibi, şu an ne desek bu acı dinmeyecek. 

Bu ülkenin hafızası hastalıklıdır. Biz bunu da unutacağız. Ölen kardeşlerimizi unutmamak, unutturmamak, bir daha ölümün böylesini görmemek dileğiyle... Geride kalan ailelere ve içinde acıyı paylaşan tüm insanlara sabır dilemekten başka  bir şey gelmiyor elimden. Üzgünüm, çok üzgünüm.