2 Nisan 2014 Çarşamba

ben de yarım bıraktım


Çalan alarmın o sevimsiz sesiyle gözlerini açtı. Her namuslu insanın yapacağı gibi alarmı kapatıp uykuya devam etti.

Şüphesiz ki ne olduğu bizi pek de ilgilendirmeyen bir dizi işi vardı. Vazgeçti... Hayatının en büyük vazgeçişi olduğunun farkında olmadan vazgeçti. Bu vazgeçişin onu nerelere sürükleyeceğini bilmeden vazgeçti.

Sanılanın aksine hayatlarımıza yön veren isteklerimiz, kararlarımız değil, vazgeçişlerimizdir. Biz vazgeçeriz, hayat bize yeni yollar açar. Bir vazgeçişle ikincisi arasında geçen süredir hayat.

O bunların hiçbirini bilmiyordu. Bilemezdi de. Henüz hiç vazgeçmemişti. Önüne konulanı yaşamıştı hep. İstediğini seçtiğini sanmıştı ama hepimiz gibi yanılmıştı.  İstedikleri değildi bunlar: Başkaları tarafından seçilmişlerin içinden tercih yapmaktı. 

Aradan geçen sürenin önemi yok, uyandı. Garip hissetti kendini. İçindeki garip duyguya anlam veremedi. Derinde bir yerde mutluluk vardı sanki, tütsülemiş bir mutluluk, tuhaf bir mutluluk. 

Telefonuna baktı, gelen dört mesajı okudu. Hepsi ayı kişidendi. Okuduğu cümleler anlamsız geldi. Oysa bu cümleleri aylardır okuyordu, zaten hepsi birbirine benziyordu. Önceleri onu 
gülümseten, kızdıran, kendini değerli hissettiren bu cümleler neden şimdi anlamsız geliyordu? Bu cümlelerin sahibini, sevdiği kadını düşündü. Yaklaşık otuz saniye sürdü bu düşünme eylemi. Sonunda ise vazgeçti. Sevdiğini sandığı kadından vazgeçti.

İnsan acizdir. Yalnız bir hayattan korkar. En yalnız insanın hayatı bile en az kaç insana bağlıdır? Acziyetini ortadan kaldırmak için kaç hayata girmiştir?  En olmaz anlarda ayağa dolanan ip gibi, kaç hayata dolanmıştır? 

......

    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder